"Size doğrusunu söyleyeyim mi azizim?.. Ben, sizin bundan haberiniz var sandım; çünkü nişanlınızla tekrar tekrar yalnız kaldınız, serbestçe konuşmak fırsatını buldunuz. Bundan başka, halanız, yeğenimin başına gelen kazayı biliyordu... Size söyledi sandım."
"Hayır... Hiçbir şey söylemedi."
Hulûsi Bey, kendisine kafa tutan bu genç ve fakir mühendise öfkelenmeye başlamıştı. Müstehzi bir sesle "Şaşılacak şey!" dedi. "O hâlde sizin mantığınıza, dirayetinize müracaat ediyorum ...