12 Eylül`ün üzerinden ``on yıl`` geçti. On yıl, öyle yabana atılacak süre değil. Hele, insanoğlunun, belki de yeryüzünde ilk ``toplumsal coşkuyu`` duymaya başladığı yıllardan bu yana tanık olunan ``en hızlı`` gelişmelerin yşandığı böyle bir çağda, ``on yıllık`` sürelerin değeri daha bir artıyor, önem kazanıyor.