2010 yılının sıcak bir Haziran gecesiydi. Yeşilırmak nehrinin kenarında bir apartmanın dördüncü katında, elinde bir fotoğraf albümüyle gözlerimin içine bakarak, "yazar mısın bunları?" diye sorduğunda. "Elbette," demiştim, "elbette yazarım." Sonra, torba torba, Şaziment'in, diğer arkadaşlarının, ablalarının, öğretmenlerinin mektuplarını önüme yığdığında ve teker teker okuduğumda her bir mektubu, bildim ki yazmalıyım.
Anlatmalıyım, kalemimi tutup yazabildiğim kadarıyla, çocukluk hayall ...