Ok gibi fırladı yerinden Mustafa. Askerin birine yumruk atıp yere serdi. Diğer askerin boğazına yapıştı. Sıktı, sıktı... Diğer asker yerden kalmıştı. Silahın kabzasıyla yeniden vurdu delikanlıya. Yere yığıldı delikanlı. Asker namluyu doğrultup tereddütsüz ateşledi. Vurulmuştu delikanlı. Çırpınmaya başladı. Asker namlunun ağzına bir mermi daha sürüp ateşledi. Delikanlı yazmaya sımsıkı sarılmıştı. İki kolları yana düştü. Avucunda sımsıkı tutuyordu yazmayı. Vermemişti düşmana vatanı, namusu. Vermem ...