Ah! Sonuçta nesiniz siz, yazılarım ve resme dökülmüş düşüncelerim. Biraz önce, öylesine alacalı bulacalı, genç ve kötücül, beni hapşırtan ve güldüren dikenler ve gizli baharatlarla öylesine doluydunuz ki. Ya şimdi? Tükettiniz, harcadınız bütün yeniliğinizi ve korkarım ki, içlerinizden bazıları, birer gerçeğe dönüşmek üzereler. Daha şimdiden öylesine ölümsüz, öylesine dokunaklı bir biçimde doğru ve öylesine sıkıcı görünüyorsunuz ki! Peki aksi olabilir miydi? Neyi yazar ve resimlerdik o zaman, Çin ...