Bir ülke düşünün ki, sokaktaki adamdan siyasetçisine kadar, bilgi toplumundan bilgisayar toplumunu anlıyor olsun.
Kütüphane denildiğinde, sıkıcı mekânlar; kütüphaneci denildiğinde, kitapların tozlarını alarak raflara dizen asık suratlı, gözlüklü ve topuz saçlı kadınlar; kitap denildiğinde ise, iyi niyetli yaklaşımla, ders kitabı ya da olumsuz anlamda, suç unsuru akla gelsin.
Gelişmiş dünyada, halk üniversitesi unvanıyla taçlandırılan halk kütüphanelerinin, devletin sırtında yükmüşçesin ...