"Her küçük kilisenin kapısında ayinden sonra duruyor ve narin bedeni örten her elbiseyi dikkatle inceleyerek, genç bir başı kaplayan her bonenin altına dikkatle bakarak, herkes ayrı ayrı dışarı çıkana dek bekliyordum. Boşuna. Siyah atkılarını düşük omuzlarının üzerine çeken genç kız figürlerinin yanımdan geçip gittiğini gördüm ama hiçbirinde tam olarak Matmazel Henri'nin tavrı ve havası yoktu. (...) Altımdaki bir boşluk vardı, kavrayamadığım bir boşluk ama dalgaların sonu gelmeyen vuruş seslerin ...