"Yakup, Leyla ve Halil yollarında gidiyorlardı. Onları düşsel bir kavşakta ben buluşturdum. Yol arkadaşlığı yapan bir üçlüden çok yazgıları kesişmiş üç kişi gibi geldiler bana. Tanıdığım insanlardı hepsi ; içlerinde benden ve sevdiklerimden parçalar vardı. iyi anlaşaklarını umuyordum başlangıçta ; ne var ki onları oluşturan çizgiler netleştikçe, umduğum gibi geçimli olamayacklarını anlamak zorunda kaldım. (...) Onların yola bakışlarına, beklentilerine ya da hüzünlerine göre değişiyordu her şey. ...