Halil Erhan doğup büyüdüğü toprakları anlatıyor: Karadeniz'i. Yeme içme alışkanlıklarını, ekonomik faaliyetleri, ulaşımı, evleri, yaylaları, yoksulluğu, yaşamları... Ama neredeyse hiçbiri sıradan anlatımlar değil. Zira Erhan, resmî tarihte olmayan ama aslında tarihin ta kendisi olan şeylerden bahsederek zenginleştiriyor anılarını: Karadeniz'deki Ermenilerden, onların ekonomik faaliyetlerinden söz ediyor; harabeye dönüşen, yıktırılan, talan edilen kiliselerden bahsediyor; kıyımdan kurtulmak için kimliklerini saklamak zorunda kalan insanlara değiniyor. Dedelerinden dinlediği insanların malına, mülküne, hatta ailesine el koyan çetecileri, eşkıyaları, Topal Osman'ın katlettiği Ermenileri, bir eşkıya için yakılan Davutoğlu türküsünün nasıl Hekimoğluna dönüştüğünü, cumhuriyet muhtarlarını, hatiplerini aktarıyor.
Sadece bunları değil, İstanbul'a göç eden Karadenizli bir ailenin çocuğunun yaşadığı zorlukları da okuyoruz Erhan'ın anılarında: Alevi-Sünni gerginliği yüzünden biten arkadaşlıklarını, üniversite öğrencisiyken yurtlarda yaşadıklarını, sol-sağ çatışmasıyla geçen günlerini, kontrgerillayı, Özel Harp Dairesini... Bilinen Karadeniz'in dışında bir Karadeniz anlatan, tarihî tanıklıkları aktaran bir kitap...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.