"Dipçiği koltuk altıma sıkıştırdım. Tetiği azıcık ezdim. Böylece üç, belki de dört adım attım.
İşte o an gördüm teröristi!
En uçta yürüyordu. Kamburunu çıkarmıştı. Beş, bilemedin altı metre ötemdeydi. Ben ona
bakarken, o da bana bakıyordu. Dünya sanki yok olmuş gibiydi. Sadece o, ben ve birbirimize
okuduğumuz meydan vardı. İşte o koskoca ‘an'da birbirimize baktık.
Gecenin o son deminde, o alacakaranlığın içinde, gözlerindeki ‘ak'ı görüyorum. Orada, o an, o
çiğ beyazlıkta; nefretini, kinini, vahşiliğini ve bana duyduğu iğrentiyi hissediyorum.
O sıra başka bir görüntü daha var.
Kıpkızıl bir şerare, alacakaranlığı apansız yırtıyor. Elindeki ‘Kaleş'in namlusundan fışkıran
namlu alevi, sıçramalar yapıyor. Her sıçramaya, bir patlamanın neden olduğunu çok iyi
biliyorum. Kızıllığın çıktığı namlu bana, ben de o namluya bakıyorum.
Taranıyorum!
O sırada ben de ona ateş ediyorum!
Filmlerde ‘Yandım anam!' derler ya. İşte öyle bir yanma hissediyorum. Ne acı ne de başka bir
şey. Hissettiğim sadece yanma."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.