Onlar her şeylerini; mallarını, canlarını, cananlarını ortaya koymuşlardı davaları için. Yaz-kış, soğuk-sıcak, uzak-yakın, sağlık-hastalık, açlık-susuzluk demediler. Ücret beklemediler yaptıkları işler, hizmetler için.
Gönül yaptılar, bütün kırık gönülleri. Sevgi doluydu yürekleri, Yaratan´dan ötürü her şeyi, herkesi sevdiler.
Başkaları için yaşadılar, başkalarına yol açtılar. Kendilerini hiç düşünmediler.
Onların görevi dikenler arasında güller, karlar arasında kardelen yetiştirmekti. Nereye gitseler akılları hep o güllerdeydi.
Korku yoktu gözlerinde. Ancak yüreklerinde, "Geç mi kaldık bu kurak çölleri sulamaya?" korkusunun hesabı vardı.
Bir seher vakti sessizce çıktılar yola, gecenin karanlığında ulaştılar gidecekleri yerlere.
Nice karanlıkları ihlaslarıyla aydınlığa çevirdiler.
Dönmek için değil ölmek için gittiler gittikleri ellere.
Onlar her işlerinde bir hikmet, bir ışık aradılar. O ışığın peşinde koştular bir ömür boyu.
Rahmet kaynaklıdır onların ilhamları. Verilen vazifeye itiraz etmediler, itaat ettiler.
Onlar gittikleri yere soluk götürdüler, bolluk götürdüler, huzur götürdüler.
Onları beklemişlerdi yıllarca zulüm altında inleyenler.
"Nerede kaldınız? Gözlerimiz yollarda kaldı" dediler onlara.
Onlar da geç kalmanın ıstırabını duydular kalplerinin en derinlerinde ve bu yüzden kendilerini hesaba çektiler.
Onlar, "Sürgün Ülkesi" Kırım´a varmak için denizin ötesine yelken açtılar. Yeni Giraylar yetiştirmek için otağlarını "Süren" adlı bir yere kurdular .
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.