Bugüne kadar Alevîlikle ilgili çeşitli din, mezhep ve meslek mensupları tarafından yüzlerce eser kaleme alınmıştır. Ancak birçoğusunda Alevîlik yanlış bakış açısıyla değerlendirilmiş, kişisel düşünceler ve yorumlar baz alınarak anlaşılmaya, algılanmaya ve tanımlanmaya çalışılmıştır. Hâlbuki Alevîliğin ne olduğunu anlayabilme çabaları Hz. Ali (a.s) eksenli olmalı, o yüce insanın vasıfları, faziletleri ve şahsiyeti ölçü alınmalıdır. Alevîler yüz yıllarca Hak Muhammed Ali uğruna çeşitli baskı ve katliamlara rağmen On İki Ehlibeyt İmamı’nın yolundan taviz vermezken günümüzde onlara da tanınan özgürlük ortamını fırsat bilen maskeli sözde Alevîler işe koyulmuş; ilk iş olarak “Allah, Peygamber, Kur’an ve On İki Ehlibeyt İmamı” inancını kendilerine engel gördükleri için sinsi planlarla bu inanca saldırmaya başlamışlardır. Geçmişine ihanet eden, makam, mevki ve çıkarcı sözde dedeler de onlara sırtlarını dayayarak onlarla el ele vermiş, hakkı batıl, batılı da hak göstermiş ve böylece nice insanı Hak Muhammed Ali yolundan saptırmışlardır. Eserde gerçek Alevîlerle sözde Alevîlerin yaklaşımları mukayeseli bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Peygamber’in Ehlibeytine bakın, onların gittiği yönden gidin. Adımlarınızı onların adımlarının yerine koyun. Onlar sizi hidayet yolundan ayırmazlar. Aşağı ve zelil bir yere doğru sürmezler. Eğer sussalar siz de susun ve eğer kalksalar siz de kalkın. Onların önüne geçmeyin ki yolunuzu kaybedersiniz, sapıtırsınız ve onlardan geriye kalmayın ki helak olursunuz.” (Nehcü’l-Belağa, hutbe: 97)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.