İdeolojilerin sonunun geldiği söyleniyor... Kurtuluşumuzun ideolojiler üstü olduğu iddia edilen ´´çağdaş teknoloji´´ nin benimsenmemesi ve geliştirilmesinde yattığı anlatılıp her şey iktisadi kategorilere ve tekniğe indirgeniyor... Sosyal demokrat sol bu anlayışa tabi olup, ´´sosyal teknokrat´´ bir kimlik kazanırken, geleneksel sosyalist sol ´´´üretim´´ paradigmasıyla hesaplaşmadığı için sürüklendiğimiz bu sürece müdahale edemiyor...
David Dickson Alternatif Teknoloji´ de böylesi bir ´´teknik´´ anlayışı sorgulayarak teknoloji tarihini yeniden yorumluyor. Ve teknolojik gelişmenin siyaseti iptal eden bir dinamik içermediği, başlangıçtan beri asıl olarak ´´sanayileşme ideolojisi´´ ve ´´ bilimcilik miti´´ çerçevesinde işleyen politik bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor.
Ama kitabın asıl heyecan verici yanı, altenatif bir teknoloji kurmanın gerekliliğini ve olabilirliğini tartışması... Ve şu tip sorulara cevap araması: Hiyerarşik ve otoriter olmayan ilişkilere dayanan, insanların yaptıkları işe ve doğaya yabancılaştırmayan , bireyin tüm yeteneklerinin ve yaratıcılığının önündeki teknik engelleri kaldıran, yenilenebilir kaynaklara yaslanarak doğayı tahrip etmeyen, uzmanların değil üretenlerin denetlediği farklı teknolojiler geliştirmek mümkün müdür?
Dickson buna siyasal bir cevap veriyor: Alternatif bir teknoloji, ancak alternetif değerlere yaslanan bir siyasal pratikle inşa edilecek altenatif bir toplum yaratma mücadelesi içinde oluşturulabilir.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.