Amiral Battı, 80li yıllarda kendisini Türkiye medyasının amiral gemisi ilan eden Sabah gazetesi ile onun bağlı bulunduğu grubun geçirdiği dönüşümleri ele alıyor. Bu grubun, basın dışı sermayeye yaslanmayan öncü bir gazeteyle yola çıkmışken, daha sonra nasıl banka satın almaya kadar savrulduğunu, basın dışı işlerini nasıl gazete manşetlerine yansıttığını irdeliyor.
Kitabın ana eksenini, en başından itibaren Sabahı Sabah yapan çekirdek ekip içinde yer alan, ancak son dönemde Dinç Bilgin-Zafer Mutlu ikilisi tarafından işten atılan Can Ataklının tanıklığı oluşturuyor. Ataklı, Serkan Seymenin yaptığı röportajda kimi zaman burukluğunu dile getiriyor, kimi zaman öfkesini boşaltıyor; ama en önemlisi medya-siyaset-sermaye ilişkileri konusunda çok önemli ifşaatta bulunuyor. 1992de Cilalı İmaj Devri adlı kitabında Sabahın temsilciliğine soyunduğu yükselen değerleri ilk kez kavramsallaştırmış olan Can Kozanoğlu ise, on yıl sonra aynı değerlerin neden ve nasıl yere çakıldığını anlatıyor. Kitabın sonsözünü kaleme alan gazeteci Kemal Can da, amiral gemisinin batmasından çıkartılabilecek dersleri tartışıyor. Kitapta 93 trilyonluk bir meblağın hortumlandığı Etibank soruşturmasına dayanak teşkil eden Bankalar Yeminli Murakıpları raporunun Sonuç ve Özet bölümleri ile Can Ataklının 1995te Doğan grubuna karşı Sabah grubunu cansiperane savunan yazılarından seçmeler de ek olarak yer alıyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.