İslâm tasavvufunda, ölümünün üzerinden yüzlerce yıl geçtiği halde, adı hâlâ anılan ve bundan sonra da anılacak olan sayısız ârif ve mutasavvıf vardır. Bunlardan biri de şathiyeleriyle, en çok da Kendimi (noksanlıklardan) tenzih ederim, şanım ne yücedir şeklindeki şathiyesiyle hem yaşadığı dönemde hem de sonraki dönemlerde fırtınalar koparan Bâyezîd-i Bistâmî'dir. Hakk'ın inayet elinin uzandığı müstesna şahsiyetlerden biri olan ve Ârifler Sultanlığıyla sıfatlanan Bâyezîd-i Bistâmî, mana âlemindeki yüceliği nispetinde şöhret bulmuş, gönül ehli yanında büyük saygı görmüş, Hak âşıklarına örnek olmuştur. Kim ne derse desin, Bâyezîd-i Bistâmî, hiç şüphesiz hicri üçüncü yüzyılda yetişen, ancak bütün tasavvuf tarihine damgasını vuran büyük ârif ve mutasavvıflardan birisidir. Bununla birlikte, onun hayatı hakkındaki bilinmeyenlerin bilinenlerden daha çok olduğu bir gerçektir. Tasavvuf tarihini konu edinen kitaplarda ya da biyografik eserlerde Bâyezîd-i Bistâmî hakkında yer alan bilgiler oldukça sınırlıdır. Hemen bütün tasavvuf ve tabakat kitaplarında kendisinden söz edilmekle birlikte, verilen bilgiler genellikle onun menkıbeleri, sözleri ve şathiyelerine dairdir. Bunun yanı sıra, hakkında kaleme alınmış Türkçe kitapların sayısı da ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmemektedir. Elinizdeki eser, söz konusu olumsuzlukları bir parça da olsa ortadan kaldırmak amacıyla kaleme alınmıştır. Gelebilecek olumsuz eleştirilere rağmen, yediden yetmişe herkes tarafından rahatça okunup anlaşılabilmesi için, akademik bir dil yerine, hikâye ve roman türü eserlerde kullanılan bir dil tercih edilmiş, ancak hiçbir şekilde gerçeklerden uzaklaşılmamıştır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.