|
Format |
: Kitap |
|
Barkod |
: 9789752562837 |
|
Yayın Tarihi |
: 2013-06-09 |
|
Yayın Dili |
: Türkçe |
|
Baskı Sayısı |
: 2.Baskı |
|
Sayfa Sayısı |
: 448 |
|
Kapak |
: Karton |
|
Kağıt |
: 2.Hamur |
|
Boyut |
: 135 X 215 |
Ülkemizde de geniş ilgi gören Ben Nesli kitabının yazarı Jean Twenge, yeni kitabında modern toplumlarda süratle yayılan narsisizim hastalığını mercek altına alıyor. İnsan ruhunun fast foodu diye tanımlanan narsisizm, kısa vadede kişiyi mutlu ediyormuş gibi görünse de er ya da geç depresyona, toplumsal yozlaşmaya, hatta küresel ekonomik krizlere neden oluyor. Detaylı istatistiklere, vaka hikâyelerine ve kamuoyu araştırmalarına dayanan kitapta, narsisizmin en az obezite kadar sık rastlanan bir hastalık olduğuna dikkat çekiliyor. Başlıca sebepleri arasında ben-merkezli çocuk yetiştirme tarzı; Facebook, Youtoube, Twitter gibi kişinin egosunu parlatıp vitrine çıkardığı iletişim araçları, bankaların leblebi çekirdek gibi dağıttığı krediler ile parlak yaşam tellallığı yapan boyalı medya organları yer alıyor.
Çok güzel, yetenekli, dolayısıyla da her şeyin en iyisine layık olduğuna dair gerçek dışı bir inanca sahip olan narsist kişi; sevgi, fedakârlık, yardımseverlik gibi değerlerle hiç ilgilenmiyor. İstekleri gerçekleşmeyince ise agresifleşiyor ve şiddete başvurabiliyor. Felsefi kökeni Descartesin dualist (ayrımcı) düşünce tarzına, Freudun korku veya hazzın esiri olan insan tasavvuruna ve ben-merkezli tüketici toplumunun mimarı olan pazarlama ve halkla ilişkiler kuramlarına dayanıyor. Çözüm ise daha fazla biz demekte yatıyor.
Özgüvenli görünen ama aslında narsisizmin getirdiği bir ego şişmesi yaşayan yeni neslin realist bir tarafı yok. Onlardaki bu kaygı, öfke olarak; narsisizm ise yalnızlık olarak topluma yansıyor. Bu ciddi bir küresel sorun, tsunami dalgası gibi tüm dünyaya yayılıyor. Türkiyede de bunu istatistiksel olarak görebiliyoruz. 80li yıllarda özgüvenin desteklenmesinin önemini vurgulayan eğitim sistemi, Türkiyede de uygulandı. Şu an büyük şehirlerdeki genç nesil, Twengenin kitabında anlattıklarıyla aynı durumda. Sağlam gelenek ve göreneklerimiz bizi biraz olsun korudu. Ama bu yeterli değil. Bu yüzden bir an önce Türkiyedeki gençlerimizin ne durumda olduğu ve nereye gittiğini ortaya koyacak ciddi çalışmalara başlanması ve önlemler alınması gerekiyor.
Okuyucu Yorumları