Karanlık, ümitsiz ve çaresizlik dolu günlerdi… Senelerce sürüp giden savaşlardan geri dönebilenler, parmakla sayılacak kadar azdı…
Arkasından daha beteri geldi! İngilizin İstanbul’u işgali yetmezmiş gibi, bir de Yunanlılar İzmir’e çıkıp Ankara’nın üzerine yürümez mi! Zaten yoksulluktan kırılmış olan halk, büsbütün şaşkına döndü ve kendisini daha da zavallı hissetmeye başladı…
Tam bu sıralarda çarşıda pazarda bir söz dolaşıyordu; deniyordu ki:
“Anadolu’da sarı bir paşa, padişaha asi olmuş, düşmanları memleketten kovmak için mücadele başlatmış.”
Halk buna sevinemedi, insanların bir kısmı da, “Ohoo… Osmanlı ne paşalar gördü. Uzun sürmez, onu da tepeler,” dedi…
Aradan fazla vakit geçmeden, konuşulanların rotası değişmişti. Bu defa, “O paşa herhangi bir paşa değil, Çanakkale Cephesi’ndeki Mustafa Kemal’miş…” denilince; insanlar “Mustafa Kemal’se, o yapar,” dediler…
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.