|
Format |
: Kitap |
|
Barkod |
: 9789750515361 |
|
Yayın Tarihi |
: 2014-05-09 |
|
Yayın Dili |
: Türkçe |
|
Baskı Sayısı |
: 1.Baskı |
|
Sayfa Sayısı |
: 160 |
|
Kapak |
: Karton |
|
Kağıt |
: Kitap kağıdı |
|
Boyut |
: 135 X 195 |
Handan bakındı bakındı, Yumurta alayım, dedi. Ama az olsun. Taze
olsun, dedi. Nasıl olsa burayı öğrendim. Gelir taze taze alırım, dedi.
Sen gel tabii. Senin gelmediğin dükkânın ben anasını satarım.
Sen gel tabii. Senin almadığın yumurtayı ben yere çalarım.
Sen gel tabii, ben tüm Yozgatı bırakır tüm malı sana saklarım
sultanım, diyemedim. Her zaman, dedim. Her zaman bekleriz.
Her işin ivilini civilini bilen esnaflar, Çamlığa çıkan, Yozgata yukarıdan
bakan âşıklar, öpçe bebeler, sesi kılavlı, öyle ataşlı öyle delikanlı
kopiller, iyi pişmiş gözlemeler... Tinanın çilleri var. Aziz Efendi
ne kokuyor? Ayva, sobanın üstünde döne döne pişiyor. Mahalleye
Bursadan bir Mersedes geliyor, Piç Sevi nasıl da çalım atıyor, Refet
Efendi nasıl da dertleniyor... Lan Şahin, yazık değil mi Memnuneye?
Yazık değil mi sana?
Mustafa Çiftci, şeker gibi iyimser hikâyeler anlatıyor taşradan,
kıtlıktan... Kara sakız, kendir, kına, kaya tuzu, iğde... Vatandaş, ne
isterse vereceksin, yok demeyeceksin.
Bozkırda Altmışaltı, gülerek memlekete bakıyor... Allah için, Elif de
kolay unutulmuyor işte...
Okuyucu Yorumları