Biz azınlıktakiler için... bir rüzgâr çiçeği bulma fırsatı ifade özgürlüğü kadar vazgeçilmez bir haktır.
- Aldo Leopold
İnsanlığın, özellikle sanayi devriminden bu yana daha belirgin bir biçimde, doğaya egemen olmak ya da doğanın efendisi olmak gibi bir hedefi gerçekleştirmek için muhtemelen boş yeredidinip durduğunu söyleyebiliriz. Doğanın efendisi değil bir parçası olan biz insanlar, artık bu kibirli hedefi, gerçekleşmesi olanaksız bu ham hayali bırakıp, doğa ile uyum içerisinde yaşamanın yollarını aramak zorunda olduğumuzu anlamalıyız.
Çoğumuzun düşündüğü ya da sandığı gibi biz insan türünün üyeleri belki gerçekten de bu dünyadaki varlıkların en değerlisi ya da şereflisiyizdir. Kim bilir? Eğer böyleyse bunu, bizim de bir parçası olduğumuz doğaya olan tutumumuzla da göstermemiz gerekmez mi? Tıpkı Aldo Leopold'un dediği gibi:
Eğer insan türüne özgü verili özel bir asalet varsa, diğer tüm varlıklarda olandan farklı ve daha üstün özel evrensel bir değer, bunun göstergesi nedir? ... Yeryüzünü tahrip etmeden, kendi türüne ve diğer tüm yaşama saygılı bir toplum kurmayı başarmış olmak mı? Yoksa... patates böceği gibi, patatesi tüketirken kendini de tüketen bir toplum mu? Biri ya da diğeri, (Hangisini başaracağımızın) Hükmü 'sonsuzluğun alaycı sessizliğinde' verilecek.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.