Duyduğum derin fikrî ve dinî kaygıyla yaptığım araştırmadan şu sonucu çıkardım: İnsan hürriyeti konusunda teolojik geleneğin dilini konuşan bir anlayış kaçınılmaz olarak topluma tahakküm eder. Özgürlüğü esaretin, demokrasiyi otoriter, totaliter sistemin diline çevirir. Baskıyı din adına meşrulaştırır. Tanrı'nın kendilerini insanların başına bekçi olarak görevlendirildiğine inanır ve bu görevi kendi anlayışını benimseyenlere dönük her türlü bühtan, iftira ve fişleme adına kullanır. Çünkü belirtilen anlayıştan demokratik kültür üretilemez, geleneksel yorumu benimseyenler ise zinhar demokrat olamazlar. İktidar-insan ilişkisi üzerine kurulan mantığın tabiatı buna engeldir. Bunun en somut kanıtı İslam coğrafyasını yansıyan siyasî tablo ve ülkemizde olup bitenlerdir.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.