Kendimi küçümseyen ben, özellikle paradokslara olan düşkünlüğümü küçümserim. Kötümserliği, narsisizmi, bencilliği, acımasızlığı, sözcük oyunlarını ve benim daha temel eğilimlerimden olan korkaklığı küçümserim; kendinden nefret edenlerden, dolayısıyla kendimden, nefret ederim; kendine acımaya acımam yoktur ve bu yüzden bu ufak rezillikten muafımdır. Var olduğumdan şüpheliyim. Ben olmanın şakası yok.
Özetle, ben ne anne babamdan biriyim ne de aklımdaki kişi. İnsan benim hayret verici, güçlü, muzaffer -bir diğer deyişle kahraman gibi- olacağımı umardı. Ölü olacağımı umardı. Ben kendimse geleneksel olacağımı. Benim ben olduğum ortaya çıkıyor. Kurtlara atılan her çocuk sonunda kahraman olmuyor: Her hayatta kalan için hayvan tuzaklarıyla dolu bir dağ; her Oedipus için ahmaklarla dolu bir şehir var.
İlk sözcüklerim, ilk sözcüklerim değildi. Keşke daha farklı bir şekilde başlamış olsaydım. Bu arada, bir adım yok. Taşıdığım ad sahte değilse de yanıltıcı. Bunu da ben seçmedim. Dünyaya getirilmeyi istediğimi hatırlamıyorum! Aklıma gelmişken, annem ve babam da istemediler. Öyle olsa bile. Ödeşmek gerek. Çocuklar intikamdır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.