Osmanlı Devleti´ni imparatorluğa dönüştüren Fatih Sultan Mehmed´in (1451-1481) seferlerini, fetihlerini birinci derece bir tanığın kaleminden anlatan ve dünyada tek bir yazma nüshası bulunan Fetihnâme, ilk kez ünlü tarihçi Franz Babinger tarafından 1955´te tıpkıbasım olarak yayımlanmıştı.
Fatih Sultan Mehmed´in istanbul´u merkez alarak doğudan batya, kuzeyden güneye otuz yıl boyunca aralıksız süren seferleri, Kıvâmî´nin Fetihnâme´sinde manzum ve mensur biçimde kaleme getirilmiştir. Dolayısıyla yer yer destan ya da menâkıbnâme havası hissedilen eser kimi zaman da dönemin düzyazısından epik örnekler sergiler.
15. yüzyıl Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini tanımak açısından da örnek bir metin olan Fetihnâme´nin bu yayınla Osmanlı tarih literatüründeki seçkin yerini pekiştireceğine inanıyoruz.
(Arka kapak yazısı)
Osmanlı tarihinin çığır açan padişahı Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) üstüne yazılmış eserler azdır. Bunda Osmanlı yazılı kültürü için erken denebilecek zamanda 15. yy da yaşamış olmasının payı büyüktür. Tursun Beyin Tarih-i Ebul-Fethi ile birlikte Kıvaminin eseri bu bakımdan önem taşır. Dünya kütüphanelerinde tek nüshası bulunan eser ilk kız ünlü Alman tarihçi Franz Babinger tarafından tıpkı basım olarak 1955te yayımlanmıştı. Çevrim yazısının ve açıklamalı çevirisinin ancak 2007de çıkmazı hayli gecikmiş bir görevin yerine getirilmesi olarak algılanmalıdır.
Tadımlık
Önsöz
Fetih-nâmeler, padişahların fetihlerini anlatan eserlerdir. Üzerinde çalıştığımız Fetih-nâme de Sultan Fatihin fetihleriyle II. Bâyezid devrinin ilk yıllarını içine alan bir tarih eseridir. Hatta eser, İstanbul üzerine yapılan İslâm fetih ve kuşatmalarının bir kısmını içine alması dolayısıyla, Fatihten önceki devirlere de taşmaktadır.
Yazarın o devirleri bizzat idrak etmiş olması, seferlerin bazılarına katılmış, bazılarını da yakından takip etmiş bulunması bakımından büyük önem taşıyan bu eser üzerinde geniş ve tanıtıcı bir çalışmanın yapılmadığı kanaatindeyiz. Franz Babinger, Fetih-nâmeye yazdığı Girişte, İstanbul Kabataş Lisesinden Sait Gökçe Beyin, 1955 yaz sömestrinde doktor unvanını almak arzusu ile Kıvami und Sein Fetihnâme isimli Almanca tetkikini Münih Felsefe Fakültesi'ne sunmuş bulunuyor, demektedir.
Kıvâmînin Fetih-nâmesi hem dil hem de tarih açısından önemli bir eserdir. Biz, öncelikle eserin transkripsiyonlu bir metnini vererek, Fetih-nâmeyi Türk kültür hayatına kazandırmak istedik. Çalışmamızı, 1955te Maarif Vekâletinin yaptırdığı tıpkıbasım üzerinde gerçekleştirdik. Zira Fetih-nâmenin bilinen tek nüshası, Berlin National Bibliothekte bulunmaktadır.
15. yüzyıla ait olan ve o devrin (Eski Türkiye/Anadolu Türkçesi) dil özelliklerini taşıyan bu eser üzerinde yaptığımız imlâ ve gramer incelemesi, bu yayına konmamıştır. Orijinal (Arap harfli) metindeki yabancı kelimelerin yazımında görülen farklılık ve yanlışlıklar düzeltilmiştir. Orijinal metinde, vezin gereği yazılan bazı harflerle, ilâve edilen bir kısım harfler, parantez içine alınarak gösterilmiştir. Günümüz okuyucularının metni daha rahat anlamaları için de metin bugünkü Türkçeye aktarılmıştır. Metnin sayfa (varak) numaraları parantez işaretiyle kapatılan rakamlarla gösterilmiştir. [1) 2) gibi] 1-13 arasındaki satır numaraları ise parantez işareti olmadan belirtilmiştir. Çalışmanın sonuna, özel isimlerin, bazı yabancı ve metnin anlaşılmasına yardımcı olacak kelimelerin açıklamaları konulmuştur. Bu özel isim açıklamalarının yanına da, parantez içinde, metinde ilk geçtiği yeri belirleyen rakamlar konulmuştur. Açıklamalarda bilinmeyen veya kapalı olan anlamlar ile transkripsiyonlu metinde okunamayan bazı yerler, soru işaretiyle (?) karşılanmıştır.
İlk defa 1991 yılında, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü' nde yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada yardımlarını esirgemeyen saygıdeğer hocam ve danışmanım Prof. Dr. Orhan YAVUZa, saygıdeğer hocalarım Prof. Dr. Kemâl YAVUZ, Prof. Dr. Hüseyin AYAN ve Prof. Dr. Önder GÖÇGÜNe, değerli bilim adamı, dostum Prof. Dr. Hayati DEVELİye, sevgili öğrencim Aslı İNANIRa, bu çalışmayı yayımlama kararı alan ve böylece kültürün nesilden nesile nakledilmesi, kültür devamlılığının sağlanması hususunda kültürümüze katkıda bulunan Yapı Kredi Yayınları'na sonsuz şükranlarımı sunarım.
Doç. Dr. Ceyhun Vedat UYGUR
Kıvâmînin Hayatı
Kıvâmînin hayatı hakkında fazla bilgimiz yoktur. Eldeki bilgiler bir araya geldiği zaman bile Kıvâmînin hayatı netleşmemektedir. Bildiğimiz şey, onun, Fatih ile II. Bâyezid devirlerinde yaşamış ve Fatihin fetihlerini anlatan bir Fetih-nâme yazmış olduğu hususudur. Yazar, eserinin beş yerinde (Bakınız Metin: 11/3, 76/2, 279/2, 289/12, 317/10) isminden yalnızca Kıvâmî diye söz eder.
Bu isim veya mahlas, Yusuf yahut Kasım adları ile kullanılır. Dolayısıyla Fetih-nâme yazarı, ya Kıvâmeddîn Yusuf veya Kıvâmeddîn Kasım adını taşıyan birisi olmalıdır. Bu isimleri, o devirlerde yaşayan birkaç kişide görüyoruz:
Kıvâmeddîn Yusuf bin el-Hasan Hüseynî (Kâdî-i Bağdad).
Kıvâmeddîn Yusufun hayatı hakkında bilgi, Şirazlı olup itikadından dolayı genç iken oradan hicret ederek sonraları Bağdada kadı olduğundan ibarettir... Daha ziyade Kâdî-i Bağdad diye tanınmıştır. Şah İsmailin ortaya çıkmasıyla Şiîliğin güçlenmesi üzerine Bağdadda dahi oturamadı. Önce Mardine, daha sonra içerilere gitti. Sonunda İstanbulda sahn müderrisi oldu. Hacı Kalfa II, 204e göre 1516 yıllarında, başka kaynaklara göre 1512 yılında orada öldü. Kıvâmeddîn Yusuf, Osmanlı hanedanının bir tarihini yazmayı ve bunu II. Bâyezide hediye etmeyi tasarlıyordu. Herhalde Bâyezid, ona iltifat etmiş olmalıdır. Hacı Kalfa Nu: 149da Ahkâmus-Selâtîn (Bkz. Şakayık-ı Numâniyye 327, 14 aş.) adı verilen bu kitap da asla yazılmış olmamalıdır.
Bu kadı (Kâdî-ı Bağdâd) Kıvâmeddîn Yusuf bin el-Hasan Hüseynî ve müderris/ kadı Molla Kıvâmeddîn Kasım bin Ahmed bin Mehmed el-Cemâlî (Krş. F. Babinger GOW, sayfa 45) tefrik edilirse, 1478-1511 senelerinde ber-hayat (hayatta) olduğu hüccetle (delillerle) sabit olan Defterdar Kıvâmeddîn Kasım, Fetih-nâme müellifi (yazarı) olarak tanınmaya daha müsait görünmektedir
Okuyucu Yorumları