Hayat görünmeyen yüzünü resmetmek isterse, fırçayı kimin eline vereceği belli olmaz...
Osmanlının sonu, yeni cumhuriyetin başında İzmirli iki aile; Levanten Montanarolar ile Cenubîler...
Karanlıktan korkup geceyi seven Ali Cenubî, ölümün eşiğinde babadan doğ emri alan Antonio Montarano, susarak konuşan Gönül, anlamadığı bir dua zihnine nakşolan Rosa, her şeyin tarihini tutup kendi tarihinden kaçan Sefer Dayı, içindeki mücevheri bilmeyen kuyumcu Galip, tek adla binbir kılığa giren Hayatî
Geceden Doğan, kuşaktan kuşağa aktarılan aşikâr ve sırlı bilginin hikâyesi. Atlara bir güzelleme...
...Gece dik durmayı öğretiyor Alisine. Beli ile beyni arasındaki teması keşfetsin diye yapıyor bunu. Binicinin aslında eğerin üstünde değil, içinde olduğu açığa çıkıyor. Bu da kalçalarındaki sarsıntıyı güçlü bir şekilde hissettiriyor Aliye. Her titreşim bir kelime. Tekrarlanana tekrarlana vecde getiriyor onu. Bacaklarının arasından belkemiğine, oradan başına doğru yükseliyor darbeler. Bir azamet, bir letafet hali... Ali ata değil kendi vücuduna biniyormuş meğer...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.