Avrupa deyince bu kitabın uluslar arası ilişkileri, ekonomisi ve sosyo kültürel hayatı gibi pek çok yönleriyle öne çıkan ülkelerin başında Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gelmektedir. Son yüzyılda dini konuların hepsinden fazla Fransa nın gündemini meşgul etmesi ise bir tesadüf değildir. Katolik kilisesinin iki asır nüfuzunu kırma girişimi ve laikliği toplumun her kesimine yayma gayretlerinden istenen netice tam anlamıyla elde edilemedi.
2010 lu yıllara 63 milyon civarında bir nüfusla giren Fransada Katolikler hala oran olarak yüzde seksenden fazla bir kitleyi oluştururken bu ülke topraklarında asırlardır var olan Protestanların ve Yahudilerin oranları yüzde üçü geçmemektedir. 1900lü yılların başlarında sömürgelerindeki Müslümanları savaş cephelerine asker ve ülkenin kalkınması için işçi olarak getirmeye başlayan Fransada bir asır gibi kısa sürede yaklaşık yedi milyonu geçen bir Müslüman topluluk oluştu. Nüfusunun yüzde on ikisinin Müslüman olması haliyle ülke gündemini devamlı meşgul etmeye devam ediyor. Hatta devletin yönlendirmesiyle Fransa İslam Konseyi adıyla oluşturulan kuruluş bugün için tüm Müslümanları temsil etmese de ileride etkinliği artacak gibi görünmektedir.
Ortaçağın kapanmasının ardından Katolik-Protestan kavgaları arasında sıkışıp kalan Fransada 20. yüzyılda hiç hesap edilemeyen bir şekilde ciddi bir İslam toplumu oluştu. Öyle ki ülkenin dini gündemini Katolik kilisesi haberleri ile yoğun bir şekilde Müslümanların güncel konuları teşkil etmektedir.
1789 Fransız İhtilalinden 2010lu yıllara uzanan iki asrı aşan sürede Fransa artık Katolik kilisesi ve 20. yüzyılda yeni oluşan Müslüman toplumun gündemiyle yakından ilgilenmek zorundadır. Bir asır önce meclisinde sayıları az da olsa sömürgelerinden gelen Müslüman milletvekili bulunduran Fransa günümüzde aralarında ciddi oranda Fransız vatandaşı olan Müslümanların yedi milyonu aşan nüfuslarına rağmen kendilerini temsil edecek vekillerine kucak açamadı. Millet Meclisindeki 577 milletvekili arasındaki tek Müslüman ise Hint Okyanusundaki Komor Adalarından hala Fransaya bağlı Mayotte adasındaki 200 bin civarındaki dindaşlarını temsil etmektedir.
İki din arasında Fransa kitabı Avrupada laikliğin bayraktarlığını yapan ülkenin Yahudilik ve Protestanlıktan ziyade Hıristiyanlık ve İslamiyet arasında yaşadığı farklı bir tecrübeye ışık tutmaktadır. Ateist eğilimin gittikçe sıradanlaştığı, bununla birlikte İslamiyetin giderek artan bir şekilde yerini sağlamlaştırdığı ülkede yeni dini hayat çok kültürlü ortamın kapısını her geçen gün biraz daha aralamaktadır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.