Bu kitaptaki anıların ve tespitlerin büyük bir kısmı, 70li yılların sonlarına doğru azgınlaşan ve ülkeyi 12 Eylül askerî darbesine sürükleyen Kardeş Boğazlaşması sırasında bizzat yaşadığım, tanık olduğum ve gözlemlediğim olaylardan çıkarılmıştır. Anlatılanlar, 70li yılların sonlarında ülkücüler tarafından Cerrahlar diye adlandırılan, unutulmuş bir kuşağın öyküsüne aittir.
İnançlıydık, heyecanlıydık, ateşliydik, kızgındık... Müteferrikalardan, askerî sorgu evlerinden, işkencelerden, hücrelerden, cezaevlerinden geçtik. Yargılandık, asıldık, yaptıklarımızın hesabını verdik. Cumhuriyet tarihimizin en karışık, en buhranlı kesitine bizim kuşağımız damgasını vurdu. Ankaranın Karşıyaka Mezarlığını gezdiğinizde, CIA güdümlü 12 Mart ve 12 Eylül cuntalarının idam sehpalarında canlarını aldığı veya birbirleriyle çatışırken hayatlarını yitiren devrimci veya ülkücü gençlerin mezar taşlarının yan yana ya da birkaç kabir aralıklarla dizildiğini görürsünüz. İşte sırf bu hazin görüntü bile 70li yılların cinnet ortamını, kardeş boğazlaşmasını çok iyi anlatan ibretlik bir haldir.
Bu eseri 12 Eylülden önce birbirleriyle kavga ederlerken, şimdi onkoloji hastanelerinin kasvetli servislerinde kanserle boğuşan 78 Kuşağının ülkücü ve devrimci gençlerine ithaf ediyorum.
Tuncer Günay
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.