1915: TÜRKLERLE ERMENİLERİN YAŞADIKLARI ORTAK ACILARI ANLATAN MUHTEŞEM BİR ESER! Ben sana ne diyebilirim ki Aram? Şimdiye kadar yoktu böyle şeyler, gavurmuş, Müslümanmış Güneş hepimizin üstüne doğardı. Seher yeli hepimizin yeliydi. Yağmurlar, karlar hepimizin üstüne yağardı; sana ayrı, bana ayrı yağmazdı gökten. Seçmezdi gavura az yağayım, Müslümana çok yağayım diye. Bereket, kuraklık, yoksulluk hepimiz için değil miydi? Ne oldu da birbirimize düşürdüler bizi böyle Aram? Elinizde tuttuğunuz bu roman, 1915 Tehcir Kanunuyla Haçinden sürgüne gidenlerden bir kısmının 1918de yeniden Haçine dönmelerini ve döndükten sonra yaşadıklarını hüzünlü ve tarafsız bir dille anlatmaktadır. Hem gelenler, hem de orada kalanlar için hayat çok farklılaşmıştır artık. Sürgünün acı dili, artık başka şeyler söylemektedir doğdukları topraklarda. Bu döneme dair bilinen ve bilinmeyen olayların örgüsü içinde Ermenilerin ve Türklerin bin yıllık kardeşlik duygusu, ne acıdır ki tarihin terazisinde dilini değiştirmiştir. Aynı toprağı paylaşan, aynı havayı soluyup, aynı şeyleri yiyip içen iki halk birbirlerine düşman kesilmiş, yaşanan ortak acılar iki halkı birbirinden ayırmış ve etkisi günümüzde de devam eden olayların tohumlarını atmıştır. Bu kitap, Türkler ve Ermeniler arasında yaşanan olayları her iki tarafı da ne överek ne de yererek tarafsız bir bakış açısıyla siz okurlarımıza sunmaktadır. Yaşanılanlar, gelecekte ışık olsun diye
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.