Anton Çehov, hayatın bir kenarına kurduğu görünmez kamerasıyla insanların birbirleriyle olan ilişkilerini, bu ilişkilerdeki incelikleri, aksaklıkları, karakterlerin sevgi veya sevgisizlikleriyle yol açtıkları insanlık durumlarını olanca gerçekliğiyle gözlemleyebilmiş, sonra da bir ressam titizliğiyle tiyatro eserlerine yansıtmayı başarmış bir yazardır. İmzasını "martı" diye atan Nina'dan, Konstantin Treplev'in vurduğu ölü martıya; göl üzerinde özgür uçan martılardan, ikide bir martı olduğunu söyleyen Nina'nın oyunculuk tutkusuna kadar, her şeyi gizemli bir martı imgesinin etrafında örer Çehov...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.