O an kendime geldim, resmen ve fiilen Murakami'nin pek mühim kedisini çalmış bulunuyordum. Oh olsun! İçimi bir huşu kapladı, bir kedi çaldığım için kendimi böylesine iyi hissedeceğim hayatta aklıma gelmezdi.
Senaryo yazarı Lal, eşi Umut'a öfkelenip ardına bakmadan evi terk etti. Kendini
Beyoğlu'nda, St. Antoine Kilisesi apartmanlarında buldu. Çok sevdiği yazar Haruki Murakami'nin Pera Palas'ta yapılacak bir panel için İstanbul'da olduğunu öğrenince kulaklarına inanamadı. Otele geldiğinde kapıda bir kargaşa vardı, biricik Murakami ise suratını asmış, lobide öylece oturuyordu. Edebiyat devinin kedisi yer yarılmış, içine girmişti!
Murakami'nin Kedisi, Beyoğlu'ndan Prag'a, pagan büyülerinden psikanalize uzanan geniş bir yelpazede, sayfalardan adeta fırlayan renkli karakterleri ve soluksuz okunan akıcılığıyla büyülü bir roman.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.