Evet, her şeyin temelinde bir doğru, hat, çizgi yatar. Boşlukta herhangi iki noktayı alın, herhangi iki nesneyi alın; aralarına onları bağlayacak bir doğru çekebilirsiniz. Dünyadaki her şeyin arasında gözle görülmeyen doğrular vardır, hepsi birbirine bağlıdır, ayrılamazlar. Uzaklık da bu gerçeğin önünde engel teşkil edemez; doğrular uzadıkça uzar, lastik gibi, uzadıkça şeyleri daha sıkı bağlar birbirine. Gördüğünüz gibi mürekkep hokkası ile parke zemine düşmüş as arasında, kuyruklu piyanonun pedalı ile pencere pervazına düşen ağaç dallarının gölgeleri arasında, benimle sizin aranızda birer doğru uzanıyor. Onlar da bir nevi damarlar, dünyanın dağılıp gitmesini engelleyen damarlar.
Mihail Şişkin, öykülerinde “dünyanın dağılıp gitmesini engelleyen damarlar”dan besleniyor. Kendisinin ve çağının gerçeklerini, çok az yazarın sahip olduğu canlı bir hayal gücüyle, yeni bir perspektiften sunmayı başarıyor.
Şişkin, büyük idealler uğruna hayatlarından ve aşklarından vazgeçmiş devrimcilerden Sovyetler Birliği’nin dağılışını yaşayan insanlara uzanan geniş bir yelpazede, başta Gogol ve Çehov gibi büyük Rus öykücülerin görkemli mirasına yakışır bir dünya yaratıyor.
Çağdaş Rus edebiyatının büyük ismi Şişkin’in farklı zamanlarda yayımlanmış sekiz öyküsünü bir araya getiren Mürekkep Lekesi, Erdem Erinç’in Rusça aslından çevirisiyle…
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.