İnsanoğlu, kâinatın en küçük bir numünesi olduğu gibi, Allahü teâlânın en şerefli olarak yarattığı bir varlıktır. Bu durum bizzat Kur'an'da Allahü teâlâ tarafından zikredilmektedir. Bunu biz kendimiz de görmekte, müşahede etmekteyiz. Evet, gerçekten insanoğlu, yaratılışı itibariyle en şerefli ve kâmil bir varlıktır. Fakat insanoğlu bu tıynetini korumadığı ve yaratılış gayesine uygun hareket etmediği takdirde de en sefil ve en bayağı durumlara düşmektedir. Kur'an-ı kerimde Allahü teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Yemin olsun ki biz, cinlerle insanlardan birçoğunu Cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri (akl-ı selimleri) vardır, bunlarla idrak etmezler; gözleri vardır, bunlarla görmezler; kulakları vardır, bunlarla işitmezler. Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Hatta daha da aşağıdadırlar. İşte onlar, gaflette olanların tâ kendileridir." (A'râf Sûresi, 179) İnsanoğlunda, yaratılışı itibariyle onu hem günaha sevk edecek sâik, yani nefs, hem de sevaba yani iyiliğe sevk edecek akıl vardır. Müzekki'n-Nüfûs kitabı "eşrefi mahluk" olan insanın; nefsin istek ve arzularından korunma yollarını anlatmaktadır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.