Yetmişli yılların sonlarında okumak için Amerikaya giden Cem, kendinden yirmi yaş büyük striptiz dansçısı Mariayla bir ilişkiye girer. Bu birliktelikten hamile kalan Maria bebeği aldırmaya yanaşmaz ve ona kendi yoluna gidebileceğini, çocuğunu tek başına büyüteceğini söyler. Bu zoraki babalığın omuzlarına yüklediği sorumluluğun altında ezilen Cem, Marianın bir süre sonra fikir değiştirip bebeği henüz doğmadan varlıklı bir aileye evlatlık vermesiyle biraz da olsa rahatlar ve tahsilini tamamlayıp Türkiyeye dönerek her şeyi unutur.
Aradan otuz yıl geçmiştir. Artık o, çok satmasa da romanlar yazan, pek gişe yapmasa da filmler çeken bohem bir sanatçıdır. Geçmişiyle, ailesiyle, dostlarıyla, yürütemediği ilişkileriyle bir hesaplaşmaya girişmiş ve bunun tam ortasındayken de babasının kanser olduğunu öğrenmiştir. Bu ona, kendisinin de yaşlanmakta olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatır ve ruhunu sarıp sarmalayan varoluşsal bunalımdan sıyrılabilmenin yolunun kendisine karşı dürüst olmaktan geçtiğini keşfederek geçmişiyle yüzleşmeye koyulur. Oysa geçmiş onunla hesaplaşmak için çoktan yola çıkmıştır bile.
Nehirde Kayan Yıldızlarda Hakan Karahan bize kendimizle barışabilmenin ve yüzleşebilmenin formülünü armağan ediyor. Mutluluğun ve mutsuzluğun ötesine geçip hayatın farkına varmayı istiyorsanız bu romanı okuyun ve yeniden yaşamaya başlayın. Kaldığınız yerden...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.