Osmanlıca çabuk ve kolay yazma ihtiyacından doğan rik'a hattı; Harekesiz olup dîvanî yazısındaki harflerin biraz daha kısılarak şekillerinin sâdeleştirilmesinden ve kavis meyillerinin azaltılıp harekette sür'atin çoğaltılmasından ibâret yazı şeklinde ta'rif edilmiştir.
Kim tarafından ne zaman ortaya konulduğu kesin olarak bilinmeyen rik'a hattı, 19. asırda Bâb-ı Âlî Kalemi'nde gelişmiş, Osmanlı'nın resmî yazısı haline gelmiştir.
Rik'anın iki çeşidi vardır: Birincisi, Bâb-ı Âlî Rik'ası; diğeri, İzzet Efendi Rik'asıdır. Bab-ı Âlî Rik'ası, tezyînden çok, sür'atli not tutma gayesiyle, devlet makamlarında kullanılan günlük el yazısıdır. İzzet Efendi Rik'ası ise, sür'atli not tutmaktan ziyade, rik'a hattının san'at yazısı haline gelmiş çeşididir.
Rik'a yazısı hafif sola meyilli olarak yazılır ve kelimenin son harfi satıra oturtularak mistarı oluşturulur. Ancak kelime sonunda bulunduklarında ha, ayın, mim gibi harflerin zâid kısımları satır çizgisinin altında kalır. Bu yazıda güzelliği yakalayabilmek için harflerin aralarındaki tenâsübe özellikle dikkat etmek gereklidir.
Bu çalışma, günlük yazdığımız yazıları, tuutuğumuz notları daha düzgün, daha okunaklı bir hâle getirme gayesiyle hazırlandı.
Çalışmamızın daha güzellerine bir basamak olması duâsıyla...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.