Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâya hamd, varlıkların hayırlısı, Allâhın kulu ve rasûlü Peygamber Efendimize salât, ashabına ve bütün müminlere selam olsun.Mevlâmız insanı yüce bir konumda yaratmıştır. Onu kâinâtın zübdesi, özü yaparak halifelik tacını giydirmiştir. İnsana verdiği bu değerden dolayı Peygamber göndermiş, kitap göndermiş ve ona üstün yaratılışına uygun bir yol takip etmesini öğütlemiştir.İnsanın izleyeceği yol, onu Hakka götürdüğü ölçüde değerlidir. Dinimiz, inanç ve ahlakta olduğu gibi, muamelelerde de elimize şaşmaz bir ölçü vermiştir. Bu açıdan İslâm nizamı mâlî, ticârî ve iktisâdî konularda, dünya ve âhiret mutluluğunu bir araya getiren, eşsiz ölçülerin bulunduğu tek nizamdır.Kazancını helal yoldan ticaretle elde eden kişi, Allah ve Rasûlü tarafından övülmüş, âhirette Peygamberlerle birlikte olmak gibi yüce bir makamla müjdelenmiştir.Ticaret, bir kazanç sağlama ve servet elde etme işidir. Allah Teâlâ ticareti, alış-verişi helâl, faizi haram kılarak insanları dürüst çalışmaya teşvik etmiştir.İnsanın ticaret hayatı iniş ve çıkışlarla doludur. Helâlinden kazanmak insana bir huzur ve zevk verirken, kaybetmek de üzüntüye sebep olur. Ticaretin bu yapısı, Müslüman için âhiret mutluluğu açısından çok ibretlidir.Ticaretten elde edilen kazanç; büyük bir sevinç; daha çok alım gücü; hayat standartlarımızın yükselmesi gibi imkânlar sağlamaktadır. Maddî kazançtaki bu durum, bir mümine mânevî kazancın Cennette ne büyük imkanlar sunacağının canlı örneği olmalıdır. Aynı şekilde kaybetmek de Cehennemdeki hüsranın acısını ve ne kadar büyük nimetleri kaçırdığının canlı bir örneği olmalıdır. Ticarete bu açıdan bakanlar, her iki halde de ibret alarak gerçek mutluluğa götüren ticarette Hakkın yanında yer alırlar.Yüce Allâhın bir ismi de er-Rezzâk/ rızık verendir. Rızkı hedefleyerek bir ömür onu elde etmek için uğraşan değil, rızkı Rezzâkın verdiğinin şuurunda olarak çalışan kazanır. Rızık kazanmayı, bir ibadet hâline getirenlere ne mutlu!.. Onlar hem evinin geçimini helâl yoldan temin etmek hem de Allah yolunda harcamak için çalışırlar.O halde ticareti maddî ve mânevî ticâret olarak iki şekilde düşünmemiz gerekecektir. Alış-veriş ilgili âyetlerde, karşılıklı rızanın esas olması, malların haksız yere, haram yollarla yenmemesi, muâmelelerin âdalet üzere yapılması, borçlanma durumunda yazılması tavsiye edilmiştir. Ticâret yapmanın ibadetin önüne geçmemesi gerektiği vurgulanarak, ibâdet merkezli bir ticâret hayatı istenmiştir. Dünyâ malını ve ticâreti, Allahtan daha çok sevmenin tehlikesi bildirilmiştir.
Maddî ticâret, kişiyi mânevî ticârette mâhir yapmalıdır. Aslolan mânevî ticârette kazançlı olabilmektir. Bunun için âyetlerde, imana karşılık inkârı, âhirete karşılık dünyayı, hidayete karşılık dalâleti ve mağfirete karşılık azabı satın alanların yaptıkları ticâretin kötülüğü haber verilmiştir. Allahla olan ahidlerini ve yeminlerini ve Allâhın kitabını az bir bedel karşılığında satanlar kınanmıştır.
Mânevî kazanç hususunda ise, Allah Teâlâ şöyle buyurur:
Kim âhiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun âhirette bir nasibi olmaz.
Allâhın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah için gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.
Peygamber ve onunla beraber inananlar, mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır ve onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir. Allah, onlara içinde ebedî kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kazanç budur.
Kitap hazırlanırken, ticâret erbabı kardeşlerimizin, Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin ticâret ile ilgili hadislerinden mânevî hisseler almaları için, seçmeler yapılmıştır. Günümüzün şartları göz önünde bulundurularak, hadislerden reçeteler takdim edilmiştir. Hadislerin açıklamalarından büyük ölçüde merhum İbrahim Canan hocanın, Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi adlı çalışmasından istifade edilmiştir.
Kitaba emeği geçen tüm dostlara teşekkür ediyorum. Bu kitabın hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Haktan niyaz ediyorum. Doğrular Allâha, yanlışlar bize aittir. Muvaffakiyet Allahtandır.
Veysel Akkaya
Sancaktepe, 2014
Okuyucu Yorumları