Risk toplumu (Alman sosyolog Ulrich Beck), medeniyetler çatışması (Amerikalı sosyolog Samuel Huntington), ulus-devletin güç kaybı (Martin Albrow), tarihin sonu (Francis Fukuyama), sınırlar ötesi ve sınırlar üstü bir dünya (John Urry) bunlardan birkaç tanesidir. Tabii globalizasyonda burjuva ataerkil, özel mülkiyet hakkının gizemli simgesi olan kadın; toplumsal cinsiyet tanımlamasından soyutlanarak hem birey, hemde ucuz iş gücü olarak köle'; obje ve meta konumunu sürdürmektedir ... Çünkü bütün mesele kar hadlerinin en yüksekte kalması için emek-gücünden elde edilen artı-değerin kan bahasına da olsa devamlı kılınmasıdır. Piyasa ekonomisi denen kutsal kültü yaratan uzlaşmaz çelişki emek-gücü ve sermaye arasındaki savaşımın adı sınıflar mücadelesidir. Burjuvazi ve işçi sınıfı arasındaki bu kanlı savaş aslında bu kadar sade ve yalındır ... Bunun için bu kavramların tümü sadece burjuva diktatörlüğü olarak öz biçiminde ifade edilebilecek olan globalist mali oligarşinin sınıf hegemonyasını gizlemekte işlevselleştirdiği tam bir ilizyonlar sarmalıdır ... İlizyonlar post-modernlik kuramları ile devam ettirilmiştir. Peki, bunlar uygulamada neden KANLI ilizyonlardır? Olgunun cevabını; kitabımızdaki küresel nesnel-gerçek/somut olayların özetinde sunuyoruz...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.