Yazılı ifadenin kelimelere bağlı olduğu açıktır; edebiyat ırmağındaki güzellik
algısı, bu bağdan doğmuş sözel öğeler sayesinde akıp gidiyor. Her kuşağı
besleyen ve her döneme özgü bilinci ayakta tutan ise kelimelerin İnsan
zihninde yoğrulması olmuştur. Sevap Defterinin, kısa ama özlü bir bölümü
halinde 1992 yılında çıkan ilk baskısı, bilgiyi duyum halinde ve beğeni
tarafından korunmuş şekliyle ihtiva ediyordu. Yine öyledir.
Bu kitabı oluşturan denemeler, şiirin yeşerdiği ocağın aklına ve duygusuna
birlikte yaklaşmanın mümkün olduğu vakitlere ait verimleridir. Okuma notları
demek mümkün; ama onlar, ruhu ateşleyen nefes halindeki yakınlık
duygusunun, kendisi dışındaki her şeyi erittiği zaman aralıklarında
demlenmiştir.
Eski şiirin dünyasında, şiir metninden ayrı olarak da okurunu cezbeden olgular
ve öğeler vardır. Bu cazibe, his yatağında akarak gelmiş ve yirminci yüzyılda
özellikle şiir ve deneme alanında yazılmış pek çok esere ruh vermiştir. Ruhun
akışı kesintiye uğramaz.
Şiirin bazısı ağaç gibi büyür; kökü derinlere, dalları yukarıya. İçten dışa
biçimlenir boyuna.
Bazı şiir ırmak gibi akar, kayalar arasından şelâle olup dökülür. Köpüklenir
orada.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.