Bu incelemeye konulan başlık, bir bakıma sözvermedir: İçerdiği savı tanıtlamakla yükümlü kılar yazarını. Hele de bu, Şiirin ortak paydası gibi savdolu bir başlıksa! Anlamı yeterince açık: Şiir, değişen bütün biçimlerine karşın, değişmeyen bir ilkeye dayanır. Bu ilke bütün şiirlerin ortak paydasıdır. Ancak şiirin ortak paydasını belirlemek bu yapıtın özel bir savı değil, çağdaş şiirbilimin genel tasarısıdır. Mehmet Yalçın burada izlediği amacın sınırlarını belirtirken şöyle diyor: Ülkemizde şiire, hem üretim hem de eleştiri açısından duyulan ilgi geleneksel ve yaygındır. Dil ve yazın sorunlarına ilişkin bilimsel incelemeler de epeydir gündemde: İncelemelerin özü gibi dili de hem yandaş buluyor hem eleştiriliyor. Belli belirsiz yeni kavramların, yeni terimlerin baskını altındayız sanki. (...) Özellikle şiir sorunlarına gelince, bu alanda da başlı başına bir bilimin olabileceği düşüncesi fazla gündeme gelmiş değil. Bireysel nitelikli değerlendirmeleri bir yana bıraksak, dilbilim ve genel olarak yazınsal incelemelere verilen ağırlık henüz şiirbilime verilmemiştir. Biz hiç değilse böyle bir boşluğa ilgiyi çekmek amacıyla böyle bir incelemeye giriştik. (...) Şunu açıklıkla kabul edelim: Daha birçok alanda olduğu gibi dil, yazın ve sanat sorunlarına ilişkin kuramsal kaynağımız Batıdır ya da Batı düşüncesi içinde yetişmiş araştırmacılarımızdır. Böyle bir kaynağı tanımadan, değerlendirmeden, aynı düzeyde kaynak oluşturmak o denli kolay değildir. (s. 31)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.