Geleneksel medya veya ana akım medya 90'lı yılların başından itibaren farklı süreçler içerisinde toplumu ele aldı ve topluma şekil verdi. Teknolojinin gelişmesi ve telefonların daha akıllı hâle gelmesiyle de her birey kendi medya şirketini cebinde taşımaya başladı. Televizyonun camının yankısı, yerini sosyal medyanın yankı odalarına bıraktı. Tüm bunların toplumun günlük kaygıları ve estetik arzuları içerisinde neşvünema bulan edebiyatı etkilememesi söz konusu olabilir mi? Toplumu şekillendiren, yansıtan her mecra kendine edebiyatta da bir varlık alanı bulur. Edebiyatı veya edebiyatçıyı etkilemeyen toplumsal bir olgunun varlığından söz etmemiz mümkün değilken günlük pratiklerimizin odağındaki sosyal medyanın göz ardı edilmesi doğru mudur? Bizden sonraki kuşakların kaleme alacağı edebiyat tarihlerinde sosyal medya kendisine yer bulabilir mi? Sosyal medyanın edebiyat ile ilişkisini irdelediğimiz bugünlerde sosyal medya ve edebiyat ilişkisi sadece tek cepheden ele alınabilir mi? Tüm bu sorulardan yola çıkarak farklı disiplinlerden uzmanların kaleme aldıkları sosyal medya ve edebiyat okumaları okuyucuya edebiyatın günlük pratiklerimizin tam da ortasında olduğuna dair bakış açıları sunacak. Sosyal medyanın küçümsenemeyecek etkisi gözler önüne serilirken edebiyatın ruhunun sosyal medyada gezintisi takip edilebilecek. Bu kitapta amaç sosyal medyanın ve edebiyatın ilişkisine dair yeni sorular üretebilmek, yeni problemleri ortaya koymak, yeni cevaplar aramaktır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.