Yazar : Mevlüt Özben
Editör : Ali Esgin
Grafiker : İlker Yatı
Yayıncı : Phoenix Yayınevi
Kategori : Roman - Günümüz
Fiyat: 165.00   Liste Fiyatı : 165.00
Ürün Satışta.
Favorilere Ekle
Adet
Format : Kitap
Barkod : 9786059801638
Yayın Tarihi : 2017-09-25
Yayın Dili : Türkçe
Orjinal Adı : Sosyolojik Kafa; Bir Sosyal Bilim Romanı
Baskı Sayısı : 1.Baskı
Sayfa Sayısı : 304
Kapak : Karton
Kağıt : 2.Hamur
Boyut : 135 X 195
Hakkında
Yorumlar
Resimler ve Dosyalar
Hiç sıkılmadan keyifle okuyacağınız, okurken kimi zaman notlar almaktan da geri duramayacağınız farklı bir roman Sosyolojik Kafa. İstanbul'a Sosyoloji okumaya giden üniversite öğrencisi Nilüfer'in Romanı. Nilüfer ile birlikte İstanbul'u yaşarken, onun gözünden sosyolojinin derinliklerine inecek, sosyolojik kavramlarla tanışacak ve sosyolojik düşünme becerisinin hazzını yaşayacaksınız.

Bir rüya artığı olarak kalktı yataktan; saatine göz attığında acele etmesi gerektiğini anladı, ama yine de bir yavaşlık vardı üzerinde. Uyanmayı becerememiş uykulu bir bedenin zorlama hareketleriyle hazırlandı ve ayrıldı kaldığı öğrenci yurdundan. Okula varıp sınıfa girdiğinde Sabahattin Hoca'yı tahtaya şiir yazarken buldu...

‘Ey kuş' dedim, ‘Acayipsin, ya bir iblis ya kâhinsin,
Üstte Tanrı altta insan, hepimiz taparız ona,
Söyle bu kederli ruha, var mı ikinci bir vuslat,
Melek gibi Lenor'umu kucaklar mıyım acaba?
Sarar mıyım onu şöyle, yine mazideki gibi'
O an kuzgun dile geldi, cevap verdi, ‘Asla' dedi.
Edgar Allan POE

Sosyoloji eğitimi alan biri olarak bu bilimin bana kattıklarını somutlaştırmaya çalışıyorum kafamda. Kendi kendime soruyorum; sosyoloji bana ne kattı?

Sosyolojinin, yaşamdan dram üretme sanatında ustalaşmış yetişkinler dünyasına ve topluma daha bir kuşkuyla, yani bildik olanı bilmedikleştirerek bakmamı sağladığını söyleyebilirim öncelikle. Bu bilim insan ve toplum yaşamına sadece gözlerimle değil, yüreğimle de bakmam gerektiğini sezdirdi. Hemen hemen her şeyi daha bir farklı görmeye başladım. Çocuklar kıyıya vururken de, kadın oldukları için insanlar şiddet gördüğünde ya da öldürüldüğünde de, pek çok insan diyetisyenlerin kapısında kuyruk olmuşken açlıktan çocuklar öldüğünde de ben hep tetikte oldum. Fark ettim ki, sorun büyürken unuttuklarımızda! Sosyolojik bakışın özünü, çocukluğumuzun hazineleri ile harmanladım çoğu zaman. Yetişkinler dünyasının yarattığı dramların yıldızları söndürdüğünü gördükçe sosyologların "küçük prens" olması gerektiği düşündüm. Sosyoloji ve sosyologlar yıldızların tekrar parlaması için bir şeyler yapabilirler umudu beni daha çok bağladı bu bilime.

Okuyucu Yorumları