Yürek parçalayıcı, romantik ve bütünüyle ilgi çekici.
SİMON SEBAG MONTEFİORE
1937 yazının ortalarında bir gün, Komünist Partinin genç yöneticilerinden Boris Bibikov, Stalinin gizli polis teşkilatınca tutuklanmış ve Devrime karşı işlediği öne sürülen ipe sapa gelmez bir takım suçları kabul etmeye zorlanmıştı. Dolaylı olarak halk düşmanı ilan edilen karısı da, apansız ardında iki küçük kızı; Lyudmila ve Leninayı bırakarak, Gulaga gönderildi.
İkinci Dünya Savaşını yetimhanelerde, bütün ailesini kaybettiğini düşünerek geçiren Lyudmilla, Soğuk Savaşın tırmandığı yıllarda, Moskovada uzun boylu, yakışıklı, genç İngiliz Mervyne gönül verdiğinde önünde daha başka savaşların olduğunu biliyordu. Rusyaya karşı çocukluğundan beri kuvvetli bir çekim duyan Mervyn Matthews, KGB ile tehlikeli bir flörte kalkışmış, ancak örgütün kendisine teklif ettiği görevi yerine getirmeyi reddetmişti. İntikam gecikmedi: Mervyn ülkeden atıldı, Lyudmila işini kaybetti. Evlenmek üzere olan iki genç böylece, ait oldukları kuşağı biçimlendiren ideolojik bölünmüşlüğün karşıt taraflarında sıkışıp kalmış bir halde, birbirlerine altı yıl boyunca her gün yazdıkları mektuplarla sevdalarını canlı tuttular.
Stalinin Çocukları, Owen Matthewsun ebeveyninin yaşamlarını ve onları var eden, özgür kılan ve neredeyse birbirlerinden ebediyen ayrılmalarına yol açacak olan tuhaf ülkeyi kavramaya çabalayışını anlatan yalın ve inandırıcı bir gerçek yaşam hikâyesidir.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.