Kur'ân ve sünnet anlayışı istikâmetinde taviz vermeden bir hayat yaşayan Sultanü'l-Evliya Ebû Saîd-i Ebü'l-Hayr, X. yüzyılın son yarısıyla, XI. yüzyılın ilk yarısında Gazneliler ve Selçuklular döneminde, İran'ın Horasan bölgesinde yaşamıştır. Daha çocuk yaşlarda tasavvufî hâl ile yoğrulan bu ünlü sûfî, yaşadığı muhitte önemli bir makâm kazanıp zâhir ilimleri bırakarak tamamen tasavvufa yönelmiştir. İnsanları, yaşadığı tasavvufî hâl ve Allah'a duyduğu muhabbetle ilâhî hakikatlere davet eden Ebû Saîd, Sultan Tuğrul ve Çağrı Beylerle görüşmüş, kendilerine nasihate bulunmuştur.
Ebû Saîd'in en önemli özeliklerinden birincisi, Hemeost (Her şey O'dur) sözünü tasavvuf tarihinde ilk kez kullanan zat olmasıdır. İkincisi, tekke âdâbının ilk defa kendisi tarafından tespit edilmesidir. Üçüncüsü ise, tasavvufî şiir söyleyen ilk mutasavvıflardan biri olarak kabul edilmesidir. Gerek yaşayışıyla, gerekse düşünce ve fikirleriyle Mevlânâ'ya benzetilmiştir. Vaaz ve sohbetlerinde daima şiir ve rubâî okumuş, semâ meclisleri düzenlemiş, birçok muhalifinin yanı sıra çok sayıda insan kendisine intisap etmiştir. Ünü Horasan ve İran'ın her tarafına yayılan bu sûfînin türbesi halen de ziyaretçilerin akınına uğramaktadır.
Bu çalışmanın Ebû Saîd gibi mühim bir mutasavvıfın hayatını, menkıbelerini ve tasavvufî düşüncesini öğrenmek isteyenlere bir nebze katkıda bulunulacağını ümit ediyoruz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.