Rivayetler temelinde baktığımızda Müslümanların geleceklerinin tümüyle bir çöküş ve yıkılıştan ibaret olduğu mesajı verilmektedir. Hz. Peygamber'in ashabıyla birlikte yaşadığı dönemin Asr-ı Saadet olarak algılanıp, bu dönemin asla erişilmez bir zirveyi temsil ettiği inancı, zorunlu olarak geleceği, aşağıya ve kötüye doğru giden bir zaman dilimine, tarihi de kötümser bir tarih algısına dönüştürmüştür. Bu durum ilk islami asrın kutsallığı ve zirvede başlayan bir tarihi anlatmaktadır.
Rivayetlerin resmettiğine göre; bu durum, önceden belirlenmiş, hem de kötüye doğru belirlenmiş olan bir tarihtir ve önce gelenin sonra gelenden daha faziletli ve üstün olduğu esası üzerine kurulmuştur. Böylece islam tarihi, iyi olandan kötüye, hayırlı olandan hayırsıza doğru bir seyir takip etmektedir. Diğer bir ifadeyle islam tarihi, zirveden, piramidin en yukarı noktasından başlamış, aşağıya, kötüleşmeye ve bozulmaya doğru bir istikamet takip etmiştir. Bundan sonra başlayacak olan dönem, zorunlu bir gidiştir ve Müslümanların gittikçe kötüye doğru gitmek zorunda oldukları bir süreci başlatmaktadır. Böyle bir zihniyetin dünyaya bakışının olumsuz ve karamsar olması doğaldır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.