Âlemin/evrenin/tekâmülün düzeni zıtlıkların varlığı üzerine kurulmuştur ve tevhid ile
şirk de bu düzenin temel iki değişmezidir. Varlık ve oluşun yaratıcı prensibine ters
düşmek anlamına gelen şirk, insanı desteksiz, yolsuz ve yönsüz bırakır. Böylece Allah
ile bağı kopan insanın varlıkla kaynaşması, oluşun ahengiyle buluşması imkânsızlaşır.
Zira şirk, Allah’a özgü nitelikleri/sıfatları yaratılmışlara vererek oluşun yolunu
tıkamakta ve varoluş zevkini zedelemektedir. Tevhidin esası olan illallah, önce lâ
ilâhe ile şirk unsurlarının reddini gerekli kılar.
Bütün peygamberlerin hedefi, şirki insan hayatından kovmak olmuştur. Kur’ân ve Hz.
Peygamber’in, insan hayatından söküp atmaya çalıştıkları en büyük günah şirktir. Hz.
Musa varsa Firavun, Hz. İbrahim varsa Nemrud ve Hz. Muhammed varsa Ebû Cehil
de olacaktır. Bu nedenle tevhidin temsilcisi olan peygamberler kadar şirkin
temsilcilerini de tanımak önemlidir. Çünkü isimleri ve yöntemleri değişse de şirk
odakları her çağda faaliyetlerini kesintisiz sürdürmektedirler.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.