Bilgi ve düşüncelerin kusursuza yakın aktarımıyla insanları birbirine yaklaştıran, birbiriyle kaynaştıran; toplumsal birliğin kurulmasında temel etken olan, toplumları ayakta tutan; ülkelerin kalkınmasını, sürekliliğini, kültür ve medeniyetin varlığının devamını sağlayan temel ögenin dil olduğu, genel kabul görmüş bir gerçektir.
Dilin yanlış kullanımı savaş nedeni olmuş; dilin doğru kullanımıyla barış sağlanmış; beyinler, yürekler, gönüller, hatta zaman zaman ülkeler dille fethedilmiştir. Kitleleri peşinden sürükleyen güçlü yöneticilerin, konuşma ve yazma sanatının etken olduğu mesleklerde doruklara ulaşmış kişilerin, dili her zaman doğru, iyi ve güzel kullandıkları görülmüştür.
Yeryüzünün en eski dillerinden biri olan Türkçe; büyük bir milletin oluşumunda, bu büyük milletin bireylerince kurulan büyük devletlerin yönetiminde ana dil, konuşma dili, eğitim dili, bilim dili ya da resmicirc; dil olarak yerini almış, binlerce kalıcı eserin yaratılmasını sağlamıştır. Fakat bu güçlü bilim, eğitim ve kültür dili, tarih içinde zaman zaman bahtsızlıklar yaşamıştır. 20. yüzyılla birlikte yeni bir sürece giren Türk dili, Cumhuriyetrsquo;in ilk yıllarında millicirc; devletin resmicirc; dili olmasının da etkisiyle yoğun bir biçimde çalışılmış; bu dille yazılan eski eserlere dikkat çekilmiş; yeni şair ve yazarlar tarafından bilinçli bir biçimde işlenmiştir. Bununla birlikte bu parlak yıllar, aynı heyecanla sürmemiştir. Günümüzde ise geniş coğrafyalarda, büyük insan topluluklarının ana dili olarak kabul gören bu dil, genelde küreselleşme sonucunda dünyadaki etkin ve etken tek dil olmayı amaçlayan güçlü devletlerin dili ya da dillerinin etkisi, özelde ise hızlı sosyal değişmelerin zorlaması ve eğitimde test yönteminin getirdiği sıkıntılarla karşı karşıyadır. Bu durum, Türkiyersquo;de resmicirc; eğitim-öğretim dili olan Türkçenin doğru, iyi ve güzel biçimde kullanılması için verilen eğitimi, ortaöğretimden yükseköğretime taşımış, ötelemiş veya kaydırmıştır. Buna, Türkçeyi sonradan öğrenen ve Türkiyersquo;deki üniversitelerde öğrenim gören yabancı uyruklu binlerce genç de eklendiğinde, yüksek öğretimde Türk dilinin önemli bir ders olarak yer almasının gerekliliği, daha iyi anlaşılmaktadır.
Türk dilinin, Türk üniversitelerine öğrenim için gelen öğrenciler tarafından hem yazılı hem sözlü olarak daha doğru, iyi ve güzel kullanımının sağlanmasını ilke edinen Üniversiteler İçin Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri adlı bu kitap, YÖK tarafından çerçevesi oluşturulan ldquo;Türk Dilirdquo; dersi programına göre hazırlanmıştır. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin almakla yükümlü oldukları ldquo;Türk Dilirdquo; dersinin çerçeve programında Türkçenin kültürel boyutlar içerisinde değerlendirilmesi, dil bilgisi ve kompozisyon bilgileri temel konular olarak belirlenmiştir.
Yukarıda belirlenen temel konular doğrultusunda hazırlanan bu kitapta, dilin bir kültür sorunu olduğu düşüncesinden hareket edilmiştir. Bütün konuların işlenişinde Türkçe düşünmenin ve ifade etmenin güçlükleri ve incelikleri, kimi zaman açık kimi zaman da örtük olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bir dilin insan hayatını belli bir yaştan başlayarak yönlendirdiği ve belirlediği düşüncesi benimsendiği için Türkçenin sadece bir ders konusu değil, kültürün ve hayatın ana ögesi olduğu sürekli vurgulanmıştır. Kitaptaki bazı konuların günlük hayatta da karşılaşılan sorunlar arasında olduğu dikkate alınırsa dilin bir derse sıkıştırılamayacağı hemen fark edilecektir.
Kitabın hazırlanışında ve konuların işlenişinde eğitici yaklaşım benimsenmiştir. Dolayısıyla hem öğrenci seviyesi gözetilmiş hem de bilginin kolay aktarılmasını ve rahatlıkla kavranmasını sağlamak için dizgesel (sistematik) bir yol izlenmiştir. Bilginin güncel olduğu kadar doğruluğu ve belli bir sıralama ve düzen içinde aktarılması, bu kitabın bilimsel niteliğini göstermektedir diye düşünmekteyiz.
Konuların işlenişinde örneklerden çokça yararlanılarak dil ile hayat arasındaki ilişkinin yoğunluğuna dikkat çekilmek istenmiştir. Çeşitli kaynaklardan yapılan alıntılarda ve alınan örnek metinlerde, kaynaktaki yazım şekli korunmuş, günümüzdeki yazım kurallarına göre farklılık gösteren kullanımlara müdahale edilmemiştir. Ayrıca, dil bilgisi konularını tekdüze anlatımla ezberci öğretimden uzaklaştırmak için edebicirc; örnek cümlelere ağırlık verilmiştir. Özellikle kompozisyon konularında ldquo;örnek metinrdquo; olarak sunulan yazılarla öğrencide dil zevkinin gelişmesi ve edebiyatın kişiliğin oluşumuna ne gibi katkılar sağlayabileceğinin hissettirilmesi amaçlanmıştır. Türk edebiyatının seçkin metinlerine yer verdiğimiz kitabımız, bu yönüyle zevkle okunacak küçük bir seçki niteliği de kazanmıştır.
Günlük ve mesleki hayatta sürekli karşımıza çıkan dilekçe, öz geçmiş, rapor gibi yazıların nasıl yazılacağı ve düzenleneceği pek çok örnekle gösterilmiştir. Yazım kuralları ve noktalama işaretleri konularında ldquo;Türk Dil Kurumurdquo;nun ldquo;Yazım Kılavuzurdquo;na bağlı kalınmıştır. Kurumun yazımdaki son değişikliklerini içeren kuralları da bilgi ve uygulama olarak kullanılmıştır. Böylece kitabımız, sadece öğrencilik döneminde kullanılacak bir ders kitabı olmaktan çıkmış; mezuniyet sonrasında da yararlanılacak bir başvuru eseri niteliği kazanmıştır.
Belirttiğimiz dikkat ve hassasiyetlerle hazırlanan Üniversiteler İçin Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri adlı kitabın yüksek öğrenim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin yanı sıra dil konusunda belirli düzeye gelmiş ortaöğretim öğrencileri, diğer mesleklerdeki kişiler ve Türk dilinin yazılı ve sözlü anlatımda doğru, iyi ve güzel kullanımına ilgi duyan herkes için kaynak bir eser olacağı düşüncesindeyiz.
Okuyucu Yorumları