Hep özgürlükle eşitliğin birlikte var olduğu bir toplumun iyi bir toplum olduğunu düşündüm. Ayşe Buğra'nın bu temel kaygı etrafında şekillenen sosyal bilim hocalığının ilham verdiği bir kitap bu. Piyasa toplumuna, emek süreçlerine, sosyal politikalara, hep eşitlik ve özgürlüğün hakkını verme kaygısıyla bakan kapsamlı bir derleme. Derlemedeki yazılar, bu temel meseleleri, özgül bağlamlarda derinleştiriyorlar. Türkiye kapitalizmini devlet-piyasa karşıtlığına indirgemeden anlamaya çalışırken, yerel yönetimler ve hükümet-iş dünyası ilişkilerine, özelleştirme karşıtı hareketlere, kentsel toplumsal mücadelelere eğilen çalışmalar bu çabanın bir faslıdır.
Sosyal politika alanındaysa, sağlık ve eğitim sistemlerine, kırsal yoksulluğa, emeklilik rejimine, aile merkezli muhafazakar sosyal refah politikalarına mercek tutuluyor. Emek süreçleri ve çalışma hayatının değişen dinamiklerini de kadın istihdamı, işe alım endüstrisi, iş cinayetleri ve gerek uyumlu gerek asi sendika deneyimleri bağlamlarında görme olanağı buluyoruz. Eşitlikle özgürlüğü birlikte düşünme idealini, farklılıkları tanıma duyarlılığıyla bağdaştıran yazılar, çerçeveyi tamamlıyor: Alevi hareketinin eşit yurttaşlık talebi, çok kültürlülük ve post sömürgecilik ekseninde kadın hakları, toplumsal kategorileştirmeleri sorgulama fırsatı olarak Çingenelik, çocukluğun dönüşümü...
Osman Savaşkan ve Mehmet Ertan'ın hazırladığı derlemede, hepsi de Ayşe Buğra'nın öğrencileri olan Kaan Ağartan, Tuba Ağartan, Başak Akkan, Ayşe Alnıaçık, Yunus Furkan Arıcan, Deniz Arzuk, Alpkan Birelma, Mehmet Baki Deniz, Berra Zeynep Dodurka, Mehmet Ertan, İpek Göçmen, Asena Günal, Özgür Burçak Gürsoy, Ebru Işıklı, Azer Kılıç, Özgecan Koçak, Özlem Altan Olcay, Yalçın Özkan, Osman Savaşkan, Asya Saydam, Yasemin Taşkın Alp, Gül Özateşler Ülkücan ve Volkan Yılmaz'ın katkıları yer alıyor. Ve Ayşe Buğra ile ufuk açıcı bir söyleşi.
Okuyucu Yorumları