Ülkemizde kent denince akla önce tarihin ve uygarlıkların gelmesi kendiliğinden olmadı...
Bu evrensel gerçeğin unutulduğu tek düze apartman yığınlaşmasından, kimlikli kentleşmeye geçiş çabaları kolay başlamadı...
Anadolu kentlerindeki tipleşmeye karşı kentler, tarihleriyle yaşamalıdır denilmesi için kolları sıvayan bir avuç aydınımız olmasaydı; elde kalabilen eski kent dokularımızla birlikte, kurtarılabilen mimari zenginliğimizi de yitirmiş olacaktık...
Özellikle 70lerden bu yana o bir avuç Türkiye ve Anadolu uygarlıkları sevdalısının kesintisiz çabalarıyla, kent denince akla, yeniden tarih, kültür ve uygarlık değerlerimiz geliyor...
Bu çalışkan kültür savaşçılarımız arasında kentseverliğin simgesi olan Oktay Ekinci ise tüm kentlerimizdeki imar süreçlerini yakından izleyerek, kimliksizliği yaygınlaştıran uygulamalara karşı mimari direnişin ulusal sesi gibidir
Kimi zaman aynı kente bile yönelttiği ödünsüz eleştirileri ile coşkulu övgüleri de kentseverliğindeki içtenliğinin ürünüdür...
Ekincinin kentsever yazıları tarih ve kültür birikimleriyle gelişmelerini arzu ettiği kentlerimizdeki son yıllara ait serzenişlerini, umutlarını ve gözlemlerini içeriyor...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.