|
Format |
: Kitap |
|
Barkod |
: 9789753637879 |
|
Yayın Tarihi |
: 2018-04-09 |
|
Yayın Dili |
: Türkçe |
|
Baskı Sayısı |
: 3.Baskı |
|
Sayfa Sayısı |
: 500 |
|
Kapak |
: Karton |
|
Kağıt |
: 3.Hamur |
|
Boyut |
: 135 X 210 |
Devletin misilleme yapmasından korkan muhalifler düşündüklerini söylemekten, resmi politikalara ilişkin kuşkularını dışa vurmaktan, reform isteklerini dile getirmekten kaçınırlar... İşte, Yalanla Yaşamak... Timur Kuran, kitabında, birbirinden şu ya da bu ölçüde bağımsız olarak gelişmiş bulgu ve yaklaşımların bileşiminden yola çıkarak bir kuram oluşturuyor. Bu kuram, ekonomi geleneğinde yer alan optimizasyon ve denge kavramlarını kapsıyor. Politika biliminde olduğu gibi, toplu karar alma süreçlerinde başrolü baskı gruplarına veriyor. Toplumbilimde olduğu gibi, bireyleri, birbirinden öğrenen, başkalarının kendisine ilişkin düşüncelerinden kaygı duyan toplumsal varlıklar olarak değerlendiriyor. Son olarak da psikolojinin değişik dallarında görüldüğü gibi, insan aklının sınırlı ve çelişkili olduğunu kabul ediyor. Ve birbirinden yalıtılmış olan gözlemleri içeren öneriler sunuyor.
Tadımlık
Yalan Söylemenin Özel Bir Biçimi Olarak Tercih Çarpıtması
Neden tercih çarpıtması gibi karmaşık bir terim getiriyorum? Bunun yerine yalan söylemek kullanılamaz mı? Yalan söylemenin bir biçimi olsa da tercih çarpıtması daha özgül bir kavramdır. Silahsız sivilleri öldürme emrine uyan bir askeri ele alalım. Yıllar sonra, bu kıyıma katıldığını inkâr etsin. Kişisel olarak kıyıma karşı olduğu halde, aldığı emri yalnızca itaatsizlikten yargılanmamak için yerine getirmişse, söylediği yalan öldürdüğü kişilere beslediği acıma duygusunu çarpıtmamaktadır. Kurbanlarına düşmanlık beslemediğine göre, tercihini çarpıtmamıştır. Zevkini paylaştığınızı düşünmesini sağlamak için ev sahibine beğeniler yağdırmak örneğinde olduğu gibi tercih çarpıtmasının özgül amacı, başkalarının, sizin dürtülerinize ya da yatkınlıklarınıza ilişkin algılarını yönlendirmektir. Tercih çarpıtması, başkalarının karşı çıkabileceği düşüncelerini kişinin bastırması anlamına gelen oto-sansürle (self-censorship) eşanlamlı olmayıp, daha geniş kapsamlı bir kavramdır. Oturma odasının dekorasyonu konusunda suskun kalıp yorum yapmasaydanız kendinize sansür uygulamış olurdunuz. Oysa dekorasyondan hoşlandığınızı ileri sürmekle, oto-sansürün ötesine geçmiş oldunuz. Dinleyicilerinizde, bile bile yanlış bir izlenim bıraktınız. İçtensizlik ve ikiyüzlülük ise tercih çarpıtmasına yakın düşen iki ayrı terimdir. Belirsizliğe yer bırakmayan bağlamlarda, yalan söylemek deyimiyle beraber bu iki terim de kullanılacaktır. Ne var ki kullanılagelen bu deyimlerin hiçbiri, incelediğimiz konuya tam anlamıyla ve kesin olarak uymamaktadır. Çarpıtılan unsur; bir tercih, bir bilgi ya da bir değer olabilir. Çözümlemeyi netleştirebilmek için çeşitli çarpıtma biçimlerini birbirinden ayırmak gerekecektir. Tercih çarpıtmasının anlamını en iyi yalanla yaşamak deyimi yansıtıyor. Bu deyimi, sözcük dağarcıklarının komünist diktatörlükler altında geçirdikleri zor dönemi yansıtmada yetersiz kaldığını düşünen Doğu Avrupalı muhalifler geliştirmiştir. Yalanla yaşamak kişinin, söylediği yalanın yükü altında ezilmesidir. Toplumsal sorumluluklarından kaçınmanın kişiye verdiği suçluluk duygusu, kişinin kendi standartlarına uymadaki başarısızlığından kaynaklanan öfke ya da kişinin bireyselliğini bastırmaya sürüklenmesinden doğan hınç, yalanla yaşamayı ağır bir yük durumuna getirebilir. Bu rahatsızlık, kaynağı ne olursa olsun kalıcıdır. Elbette söylenen her yalan rahatsızlık yaratmaz. Örneğin banka soyguncusuna yardım ediyormuş gibi görünerek polise zaman kazandırmaya çalışan veznedar, yalanının ağırlığı altında ezilmez. Aynı şekilde kendi itibarınızı korumayı düşünmeksizin, ev sahibinin dekorasyonunu sırf onu memnun etmek için övdüğünüzde söylediğiniz bir yalan size yük olmaz. Suçluluk duymanız, öfkelenmeniz ya da hınç beslemeniz söz konusu olmadığı için bu yalan, tercih çarpıtmasına örnek olamaz. Tercih çarpıtmasının ayırt edici özelliklerinden biri tercihini çarpıtan kişide rahatsızlık uyandırmasıysa, bir diğeri de gerçek ya da düşsel toplumsal baskılara verilen bir yanıt olmasıdır. Bu özelliğiyle, gizli oylama ile yapılan bir seçimde kişinin, beğendiği aday olan C kazanamayacağından B'ye oy vermesiyle gerçekleşen stratejik oy kullanımından ayrılmaktadır. Stratejik oy kullanımı, tercih saptırmasını gerektirir. Ama kapalı bir oy kabininde kişinin uymak zorunda hissedeceği hiçbir toplumsal baskı ve denetlemesi gereken hiçbir toplumsal tepki olmadığı için, stratejik oy kullanma tercih çarpıtmasına yol açmaz.
Okuyucu Yorumları