Bu toprakların bütün halkları ve onların kadim uygarlıkları, Makedonya'dan Kuzey Afrika'ya; Anadolu'dan Çin sınırlarına kadar uzanan büyük coğrafya böylesine büyük bir değişim fırsatını belki ilk defa eline geçiriyor ve bunun için siyasî bir inisiyatif geliştiriyor.
Avrupa Birliği, Türkiye, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Kafkaslar coğrafyası ve tabii Dicle ve Fırat'ın arasında hayat bulan, bunun içinde adına ırmaklar arasındaki ülke anlamında Yunanca Mezopotamya denen, uygarlığın doğduğu bütün medeniyetlerin anası olan topraklar... Ve Arap Yarımadası'ndan tüm dünyaya yayılan son semavî din İslâm'ın insanlığın o büyük Hakk arayışındaki asla göz ardı edilemeyecek yeri... İşte şimdi insanlık yine bu topraklarda değişiyor ve yine bu topraklarda yeni bir düzeni ve anlayışı 21. yüzyılın ilk şafağında örmeye başlıyor.
İşte, bu cümleden olmak üzere, bugün bu büyük insanlık coğrafyasında karşımıza, 19. ve 20. yüzyılın ulus-devlet paradigmasını aşmaya çalışan yeni bir birlik arayışı çıkıyor. Bu birlik, Doğu Avrupadan Anadolu üzerinden Ortadoğu ve Akdeniz'in Afrika kıyılarını içine alarak, Hazar'ı kucaklayan yeni bir ekonomik, siyasal barış entegrasyonu olarak doğuyor.
Dün bunun için belki erkendi, yarın çok geç, ama şimdi bunun için tam zamanı... Eski tarihî hatalarımızı biliyoruz, güncelin farkındayız, yarını da görüyoruz.
Yatağını Bulan Nehir, işte tam bu farkındalıktan yola çıkarak yeni bir siyasal ekonomiyi anlatıyor. Ne yapıldı; ne yapılmadı ve ne yapılması gerekiyor? Bir dönemin ve ötesinin hikayesi...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.